Türkiye Kimlere Emanet Turan Kaya Turan Kaya Bu eserin bütün haklar ı sakl ı d ı r. K ı smen veya tamamen al ı nt ı yap ı lamaz, hiçbir ş ekilde kopya edilemez, ço ğ alt ı lamaz ve yay ı mlanamaz. turan.kaya@turkiyekimlereemanet.com https://www.turkiyekimlereemanet.com Copyright © 2018 Turan Kaya All rights reserved. ISBN: 978-300-061642-6 This book is available in print at most online retailers. Gumroad Edition, License Notes This ebook is licensed for your personal enjoyment only. This ebook may not be re-sold or given away to other people. If you would like to share this book with another person, please purchase an additional copy for each recipient. If you’re reading this book and did not purchase it, or it was not purchased for your use only, then please return to your favorite ebook retailer and purchase your own copy. Thank you for respecting the hard work of this author. ÖNSÖZ AYNI A Ğ ACIN FARKLI MEYVE VEREN A Ş ILANMI Ş DALLARIYIZ... Biz Kimiz? Dünya çap ı nda yap ı lan birçok anket veya istatistik çal ı ş malar ı nda toplum olarak ya orta ya da son s ı ralarda yer al ı r ı z. Anket konular ı ise genellikle insan haklar ı , demokrasi, ifade hürriyeti ve e ğ itim kalitesi gibi modern toplum olman ı n en temel gereksinimlerini içermektedir. Bu ara ş t ı rmalarda görüldü ğ ü üzere Türkiye’nin geri kalm ı ş l ı ğ ı , bazen basit bir olay (örne ğ in s ı radan bir futbol müsabakas ı n ı n ülkenin tek gündemi haline getirilmesi) veya hamasi ç ı k ı ş lar ile toplum nezdinde unutturulmaya çal ı ş ı lmaktad ı r. “Bir Türk Dünyaya Bedel”, “Türk’ün Türk’ten ba ş ka dostu yoktur”, “Yenildik ama Ezilmedik” gibi yeri ve zaman ı sürekli kar ı ş t ı r ı lan, zeminden yoksun bilinçsiz ç ı k ı ş lar bu amaca hizmet etmektedir. Di ğ er bir zafiyet alan ı m ı z ise derinlemesine inceleme ve takip yapamamak, insan haklar ı konusunda yeterli bilince sahip olmamakt ı r. Kendimize sürekli lay ı k gördü ğ ümüz “Bal ı k Haf ı za” tabiri ile aç ı klanan bu durum “günlük” ya ş amaya al ı ş man ı n ve e ğ itim eksikli ğ inin sonucudur. Bundan dolay ı , ülkede karar verici makamlar ı i ş gal eden insanlar ı n birbirini tutmayan söylem, eylem ve insan haklar ı na uygun olmayan davran ı ş lar ı maalesef bir sorun olarak görülmemektedir. Türk medyas ı ndaki baz ı ulusalc ı yazarlar taraf ı ndan vurgulanan bu sorun, onlar ı okuyan kesim taraf ı ndan bile anl ı k olarak de ğ erlendirilmekte, iktidar ı , muhalefeti ya da bürokrasiyi sorgulay ı c ı bir hale dönü ş memektedir. Sonuç olarak küreselle ş en ve küçücük bir köy haline dönü ş en dünyada ya ş am kalitesi ve üretim seviyesi dü ş ük “serseri devlet” yolunda ilerleyen bir ülke profili ortaya ç ı kmaktad ı r. Peki Bu Hale Nas ı l ve Neden Geldik/Getirildik? Kimlikler üzerinden gitmenin tamamen yanl ı ş olaca ğ ı dü ş üncesi ile Ba ş komutan Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tarif etmeye çal ı ş t ı ğ ı vatanda ş l ı k tan ı m ı n ı dü ş ündü ğ ümüzde ya da TBMM Kürsüsünden yap ı lan yemin metnine bakt ı ğ ı m ı zda ortak mesaj olarak ülkenin ve milletin tamam ı n ı kapsay ı c ı bir seviyeye eri ş ilmesinin hedeflendi ğ i görülmektedir. Ancak bu seviye hiçbir zaman yakalanamam ı ş t ı r. Bunun en önemli sebebi kurulu ş undan bugüne “Tek Devlet” ya da “Tek Ulus” olma özelli ğ ine ula ş amamaktan kaynaklanmaktad ı r. Burada anlat ı lan “Tek”lik fa ş ist bir zihniyet de ğ il, toplumun en az ı ndan ülkenin gelece ğ i ad ı na benzer bir ülkü etraf ı nda birle ş mesidir. Muas ı r ülkelere bakarken imrendi ğ imiz ortak ülkü hedefi maalesef zihnimize yerle ş memi ş tir. Bu durum Osmanl ı miras ı olan topraklar ı m ı zdaki etnik ve dini çe ş itlilik, toplumu olu ş turan katmanlar aras ı nda harp ş artlar ı nda olu ş an olumsuz ili ş kiler ve ülke yönetiminde söz sahibi olan insanlar ı n vazifelerini yerine getirmemesi gibi birçok temel sorun nedeniyle olu ş mu ş tur. Yukar ı da arz etti ğ imiz Türkiye’yi y ı k ı ma götüren toplumsal zaafiyetlerimiz ile birlikte de ğ erlendirilmesi gerekli di ğ er bir faktörde, Türkiye’de “gizli ve derin” olarak adland ı r ı lan ve hiçbir zaman vitrine ç ı kmayan kripto gruplar ı n varl ı ğ ı d ı r. Ülke yönetimini elinde tutan bu gruplar taraf ı ndan, sorgulamadan yasamak ve nemelaz ı mc ı l ı k nesillerin karakteri hale getirilmi ş , bu tür e ğ ilimlerin toplumda yerle ş mesi bilinçli olarak desteklenmi ş ve ülkenin sa ğ lam zemine dayal ı demokratik geli ş imini engellemi ş tir. Sonuç olarak ülkü birli ğ i olu ş turmas ı beklenen insanimiz, kökleri belirsiz organize kripto kesimlerce sürekli istismar edilmi ş tir. Neden ve Kim Taraf ı ndan Ku ş at ı ld ı k? Bugün 2002 y ı l ı ndan beri Türkiye’de hâkim unsur olan Siyasal İ slamc ı AKP zihniyetinin karakterine bakt ı ğ ı m ı zda intikam hissi ile ya ş ayan insanlar ı n varl ı ğ ı na ş ahit olunmaktad ı r. Bu intikam duygusunun sebebinin cumhuriyetin ilk y ı llar ı nda muhafazakar kesime uygulanan bask ı n ı n rövan ş ı oldu ğ u izlenimi verilmektedir. Ancak gerçek hiç de göründü ğ ü gibi de ğ ildir. Toplumu kamplara bölen AKP kadrolar ı n ı n ne İ slam dini ne de milli kültür de ğ erlerimizle ili ş kisi bulunmamaktad ı r. Zira AKP kadrolar ı n ı n büyük bir kesimi Ermeni veya Gürcü Bagratuni as ı ll ı ki ş ilerden olu ş maktad ı r. Bu kadrolar İ ranc ı Ş ia e ğ ilimli ve “Mehdi’nin erken gelmesi” dü ş üncesine odakl ı Yahudilerdir. AKP kadrolar ı n ı olu ş turan kriptolar, her ne kadar kendini gizlemeye çal ı ş sa da ya ş am ı n do ğ al ak ı ş ı içerisinde bu gizlilikleri çok yüzeysel kalmaktad ı r. AKP kadrolar ı kökenleri itibariyle Türk milletiyle akraba olmad ı ğ ı gibi ayni dini de ğ erleri de payla ş mamaktad ı r. Bu özelliklerini politik ve ki ş isel ya ş amlar ı ndaki davran ı ş lar ı ile de ispatlamaktad ı rlar. AKP lideri Recep Tayyip Erdo ğ an’ ı n BOP e ş ba ş kanl ı ğ ı n ı kabul etmesi, Ortado ğ u ate ş ine körükle gitmesi, ş ehitlere kelle demesi, devletin kurumlar ı n ı n içini bo ş altmas ı , toplumun direnç noktalar ı n ı y ı pratmas ı , orduyu zay ı flatmas ı ve makam ı n ı gayri me ş ru kazançlara açmas ı bunun ispatidir. Peki, bu tehlike hiç mi sezilmedi? Hay ı r sezildi. Yavuz Sultan Selim, Ş iiler ve onlar ı kontrol alt ı nda tutan Bagratunilerin fark ı ndayd ı . Yavuz’un Trabzon’a sancak beyi olmas ı na, İ ran seferine ç ı kmas ı na ve Çald ı ran Sava ş ı n ı yapmas ı na bu aç ı dan bak ı lmal ı d ı r. Bagratuniler, Türk fetihlerinden önce kadim Anadolu co ğ rafyas ı ndaki birçok devleti y ı pratt ı ğ ı gibi, Selçuklular ı n ve Osmanl ı İ mparatorlu ğ unun y ı k ı lmas ı nda önemli rol üstlendiler. Günümüzde de Türkiye Cumhuriyetinin sars ı lmas ı nda ba ş at rol oynamaktad ı rlar. Tarihte kripto Bagratuniler, Cariyelikten Kraliçeli ğ e, Naz ı rl ı ktan İ ran ajanl ı ğ ı na, Amiral ı ktan Sarrafl ı ğ a, din adaml ı ğ ı ndan bürokratl ı ğ a ve Ermeni Komitac ı l ı ğ a kadar birçok alanda etkin rol üstlendiler. Böylece İ ran, Gürcü ve Ermeni Yahudisi ritüellerine uygun bir ya ş am döngüsü Türkiye’nin k ı lcal damarlar ı nda tesis edildi. Kripto hayatlar ı onlar ı n tam olarak ne derece tehlikeli oldu ğ unu görmemizi engelledi. Zorunlu göçler, harp ortam ı , ekonomik geli ş meler vb. hususlar Osmanl ı co ğ rafyas ı ndaki nüfus dengesini de Ş ia/Bagratuni ortakl ı ğ ı na hizmet eder hale getirdi. Göçler ile Kafkasya’dan Anadolu’ya akan Bagratuniler, Anadolu’da var olan soyda ş lar ı yla beraber Osmanl ı İ mparatorlu ğ unu kadavra haline getirdiler. Örne ğ in Do ğ u Perinçek’in memleketi E ğ in, pek çok Bagratuni kökenli ailenin yerle ş im alanlar ı n ı n ba ş ı nda yer ald ı Erzincan’ ı n pek çok ilçesinden ç ı kan Bagratuniler, edebiyattan sanata kadar kendi de ğ erlerini Türk milletinin de ğ erleriymi ş gibi sundu. Belki de ilk kez duydu ğ unuz Bagratuniler için bir motto haline gelen “Esaretten Krall ı ğ a” söylemi, mü ş ahhas bir ş ekilde bu bölgeden ç ı kan insanlar taraf ı ndan gerçe ğ e dönü ş türüldü. Bagratunilere di ğ er bir örnek ise, geçmi ş te M İ T müste ş ar ı Hakan Fidan’in yard ı mc ı l ı ğ ı n ı yapm ı ş simdi ise büyükelçilik koltu ğ unda oturan Trabzon Arakl ı ’n ı n Yüceyurt köyünden İ smail Hakki Musa’d ı r. Kripto nüfusun yo ğ un oldu ğ u bölgeden ç ı kan Musa, Ş ia/Bagrutuni ittifak ı n ı n bir ünsiyeti olan “istihbarat” yetene ğ ine i ş aret etmektedir. Recep Tayyip Erdo ğ an’ ı n ak ı l hocas ı M. İ hsan Arslan ise dikkat çeken bir ba ş ka isimdir. Bagratuni/ Ş ia genetik kodlar ı n ı üzerinde en çok bar ı nd ı ran bu isim, hem ticari ili ş kileri hem soy ili ş kileri ve bombal ı eylemleri ile tam bir karakutudur. A ğ r ı Do ğ ubayaz ı t Yukar ı Tavla’l ı Fatma Betül Kaya ise ç ı kt ı ğ ı co ğ rafya, akrabal ı k ili ş kileri ve e ğ itimi gibi tüm hususlar ı ile tam bir Bagratuni örne ğ idir. Türk Milletine küfürleri medyaya yans ı yan Rize Kalkandereli kripto Mehmet Cengiz ise Ali Cengiz oyunu içinde Türk milletinin sömürülmesinde rolünü gayet iyi oynamaktad ı r. Yine Cumhuriyetin temeli meclisin y ı prat ı lmas ı nda önemli fonksiyonu bulunan İ smail Kahraman, Bagratunilerin yo ğ un oldu ğ u Rize İ kizdere’nin çocu ğ udur. Türkiye’de adaletin sadece bir isim olarak varl ı ğ ı n ı devam ettirmesini sa ğ layan Bekir Bozda ğ ’ ı n Yozgat’ ı n kriptolar ı yla me ş hur ilçesi Akda ğ madeni’nden ç ı kmas ı tesadüf de ğ ildir. Ayni Abdülhamit Gül’ün Bagratuni yerle ş kesi Ardanuç Kaptasor’lu olmas ı gibi... Gazeteci kimli ğ i ile tan ı d ı ğ ı m ı z ve Türkiye’deki İ slami yap ı lar ı n uzman ı oldu ğ u iddias ı ndaki Artvin Hopal ı kripto Ru ş en Çak ı r, kendi gayrimüslim köklerini incelemeyi unutmu ş görünmektedir. Türkiye Cumhuriyetini İ ranla ş t ı rmak, k ı lcal damarlar ı na s ı zmak, ticari olarak sömürmek, ahlak ve inanç olarak dev ş irmek gibi çok temel amaçlarla ülke yönetimini ele geçiren bu yap ı ; Ahmet Davuto ğ lu, Ahmet Mesut Y ı lmaz, Yalç ı n Topçu, Cemil Çiçek, Mustafa Ş entop, Fahri Kas ı rga, Abdurrahman Bilgiç, İ brahim Karaosmano ğ lu, Ahmet Erdem, R ı dvan Güleç, Ş ebnem Günayd ı n, Cemalettin Kani Torun, Burhan Kavuncu, Turgay Ciner, Ethem Sancak, Mehmet Nazif Günal, Nihat Özdemir, Naci Kolo ğ lu, Emrullah Turanl ı , Mustafa Gündo ğ an, Ali R ı za Demircan, Ali Kemal Hut, Mehmet Barlas, Kurtulu ş Tay ı z, Markar Eseyan, Halime Kökçe, Salih Tuna, Hadi Öz ı ş ı k, Abdurrahman Simsek, Zekeriya Karaman, Soner Yalç ı n, Muhammet Hakan Sancaktutan, Ömer Demir, Mikail Arslan, Orhan Ö ğ e, Selami Alt ı nok, Mehmet Akif Y ı lmaz, Hikmet Ayar, Merve Kavakç ı Kan, Abdurrahman Kurt, Mehmet Ka ş ı m Gülp ı nar, Faruk Ünsal, Orhan Miro ğ lu, Cuma İ çten, Seracettin Karaya ğ ı z, Adnan Boynukara, Mehmet Görmez, Lutfi Do ğ an, Süleyman Ate ş , Tayyar Alt ı kulaç, Mehmet Fatih Ç ı tak, Nurettin Ş irin, Salih Mirzabeyo ğ lu, Mustafa Dokumac ı , Hülya Av ş ar, Defne Samyeli, Tu ğ çe Kazaz, Semdin Sak ı k, S ı rr ı Sak ı k, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Murat Karay ı lan, Mustafa Karasu, Gülten K ı ş anak, Aysel Tu ğ luk, Selahattin Demirta ş , Pervin Buldan, Sabri Ok, Cemil Bay ı k ve Ahmet Türk ile sahnededir. Hepsi bir a ğ ac ı n de ğ i ş ik meyve veren a ş ı lanm ı ş dallar ı d ı r. Günlük ya ş ant ı lar ı nda birbirleri ile çat ı ş ma ya ş amalar ı ve siyasi söylemlerindeki farkl ı l ı klar sizleri yan ı ltmas ı n. Akrabal ı k ili ş kileri, soy hareketleri ve geldikleri çevre incelendi ğ inde kar ş ı m ı za ç ı kan resim net olarak budur. As ı rlar ı n verdi ğ i ezilmi ş lik ve kinle, Türkler ile hesapla ş ma hevesindeki Kriptolar “nem” gibidir. Hissedersiniz ancak göremezsiniz. Yüce Önder’in kapsay ı c ı ifadesi ile Türk Ulusu bu yap ı lanmaya kar ş ı uyan ı k olman ı n da ötesine geçmeli, sorgulamal ı , ara ş t ı rmal ı ve gerçek anlamda ülkenin k ı lcal damarlar ı na “s ı zan” bu zihniyeti rehabilite ederek tüm toplumun ç ı karlar ı na uygun yönlendirmelidir. Çünkü as ı rlard ı r içimize s ı zm ı ş farkl ı etnik kökenli insanlar ı bir anda bulup ç ı karman ı n neredeyse imkâns ı z olmas ı n ı n yan ı s ı ra, yine bize dü ş en insana insanca muamele etme düsturunu da gözden kaç ı rmamal ı d ı r. Aksi halde “makus” talih olarak adland ı rd ı ğ ı m ı z bu süreç neredeyse sonsuza dek sürecek, övünerek adland ı rd ı ğ ı m ı z saf temiz “Anadolu İ nsan ı ” ya da Türk Ulusu hiçbir zaman yönetir, söz sahibi olur konuma gelemeyecektir. Kriptolar ile mücadele farkl ı etnik kökenler ile bir hesapla ş ma de ğ il, aksine Müslüman Türk halk ı için bir kendini sorgulama sürecidir. AKP Türkiye’sinde görülen krizler, sava ş lar, yozla ş an toplum, yobazla ş an zihinler, en sap ı k hayat hikâyeleri, koku ş mu ş luk gibi akl ı n ı za gelebilecek her türlü olumsuzluk yeri ve zaman ı geldi ğ inde sahneye konmaya devam edecektir. Türkiye’nin kimlerin eline emanet edildi ğ inin tam olarak anla ş ı lmas ı bu kitab ı n yaz ı lmas ı n ı zorunlu hale getirmi ş tir ve tarihsel süreç içinde kriptolar ı n süregelen faaliyetleri net olarak ortaya konmu ş tur. “ Türkiye Kimlere Emanet ” de II. Yahudi sürgünü yani Babil Kral ı Nabukadnezar’ ı n Kudüs’ü ele geçirip, Yahudileri esir olarak Babil’e götürmesi anlat ı lm ı ş t ı r. Yahudiler, farkl ı bölgelere sürüldüklerinden bir daha ba ğ ı ms ı z devlete sahip olamayacaklar ı n ı gördüklerinden, paradigmalar ı n ı de ğ i ş tirmek zorunda kalm ı ş lard ı r. Yeni paradigmalar ı , kimliklerini gizleyerek, ama asla kim olduklar ı n ı da unutmadan, içinde bulunduklar ı devletleri ele geçirmek olmu ş tur. Kriptolar, Babil, Pers krall ı ğ ı ve Sasaniler’de bu yeni yöntemlerini uygulam ı ş lar ve ba ş ar ı l ı olmu ş lard ı r. Bagratunilerin İ ran’daki uzant ı s ı Me ş hedi yap ı , günümüz İ ran’ ı nda da etkisini güçlü bir ş ekilde sürdürmektedir. Kitapta Me ş hediler in ortaya ç ı k ı ş ve tarihsel süreci irdelenmi ş ve yay ı ld ı klar ı co ğ rafya hakk ı nda bilgi verilmi ş tir. Ayr ı ca, Abbasiler ve Fat ı miler döneminde bu devletlere nas ı l s ı zd ı klar ı na, orduda ve kültürel hayattaki etkilerine temas edilmi ş tir. Hepimizin bildi ğ i Binbir Gece Masallar ı n ı n kripto Yahudiler taraf ı ndan yarat ı ld ı ğ ı na de ğ inilmi ş , bu yap ı n ı n ticaret ve din maskesi alt ı nda Anadolu içlerine kadar girdi ğ i, örnekler ile ortaya konulmu ş tur. Me ş hediler in Anadolu’ya yay ı lma stratejisinde kulland ı ğ ı metotlardan hedef co ğ rafyaya nüfus yerle ş tirme, e ğ itim faaliyetleri, siyasete s ı zma, din adam ı kisvesi alt ı nda casus yeti ş tirme ve yay ı n faaliyetleri üzerinde durulmu ş tur. Bu alanlarda faaliyet gösteren ki ş iler ve ba ğ lant ı lar ı na yer verilmi ş tir. Çal ı ş mada Osmanl ı İ mparatorlu ğ unda Ermenilerin olu ş turdu ğ u bir s ı n ı f olan Amiralar ile günümüz AKP’li i ş adamlar ı aras ı ndaki ilginç benzerlikler ele al ı nm ı ş t ı r. Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür, Gezmesek de tozmasak da, o köy bizim köyümüzdür” m ı sralar ı na konu edilen Abuceh köyü hakk ı nda da ayr ı nt ı l ı bilgiler sunulmu ş tur. Abuceh’in s ı radan bir köy olmad ı ğ ı na ve Osmanl ı dan Cumhuriyete çok say ı da önemli ki ş inin bu köyden yeti ş ti ğ ine yer verilmi ş tir. Ayr ı ca, Abuceh’in bu kadar popüler olmas ı nda, köyde bulunan Bagratuni prens ailelerinin önemli rolü oldu ğ u üzerinde durulmu ş tur. Abuceh’in, Bagratuni prenslerinin ya ş ad ı ğ ı bir köy olma özelli ğ i, ilk defa “Türkiye Kimlere Emanet”de yaz ı lm ı ş t ı r. Ermeni Bagratunilerin İ stanbul’da kurduklar ı Ticaret Mektebine ait belgelere de ilk defa bu kitapta yer verilmektedir. Mektebin Müdürü Agop Pakraduni, okuldaki hocalar ı n listesi ve Venedik’te bulunan Bagratuni Ticaret Mektebi eserimizde yer almaktad ı r. Bundan ba ş ka, son Bagratuni kral ı II. Solomon’un Trabzon’daki an ı t mezar ı n ı n tarihsel arka plan ı na de ğ inilmi ş tir. Ayr ı ca I. Dünya Sava ş ı sonras ı nda gerçekle ş en Nemesis Operasyonu ve operasyonu planlayan ekibin Bagratuni kökenlerine temas edilmi ş tir. Bagratunilerin, Rus Çar ailesi Romanoflar ile olan akrabal ı klar ı da ortaya ç ı kar ı lm ı ş t ı r. Çal ı ş mam ı zda Hem ş inlilerin gizemli kökleri vurgulanm ı ş , bu co ğ rafyadan ç ı km ı ş olan siyasetçi, gazeteci, i ş adam ı ve bürokratlar ı n Bagratuni kökenlerine dikkat çekilmi ş tir. Buna ilave olarak Gürcü Bagratuni Tayyip Erdo ğ an ve ekibindeki kripto yap ı n ı n ba ş kanl ı k sistemine geçerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti rejimini de ğ i ş tirmeyi, Türk varl ı ğ ı n ı bu topraklardan yok etmeyi amaçlad ı klar ı anlat ı lm ı ş t ı r. AKP döneminde yarg ı da ve bürokrasideki kripto yap ı lanmaya yer verilmi ş ve bu dönemde devletin Türk karakterinin de ğ i ş tirilmeye çal ı ş ı ld ı ğ ı çok say ı da örnekle ortaya konmu ş tur. Ayr ı ca havuz medyas ı n ı n kripto isimlerinden de bahsedilmi ş tir. “ Türkiye Kimlere Emanet ” de, Kürtlerin aras ı na s ı zm ı ş kripto Bagratuni topluluklar de ş ifre edilmi ş tir. PKK’n ı n yönetici, militan ve siyasi kadrosunun etnik genlerinin Kürtler ile ilgisiz oldu ğ u ispatlanm ı ş t ı r. Bu bilgi ı ş ı ğ ı nda AKP ile PKK kadrolar ı n ı n ayn ı etnik kökenden geldikleri anla ş ı lm ı ş t ı r. Sözde çözüm sürecini bu ortakl ı k üzerinden kurgulad ı klar ı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamaya çal ı ş t ı klar ı tespit edilmi ş tir. Sonuç olarak, Malazgirt Zaferi, bu co ğ rafyada ya ş ayan kripto unsurlar ı büyük bir çöküntüye u ğ ratm ı ş t ı r. Kriptolar, bu ma ğ lubiyetin intikam ı n ı almak için uygun zaman ı beklemi ş lerdir. Arad ı klar ı f ı rsat ı AKP iktidar ı yla bulan Me ş hediler, Gürcü, Ermeni ve Kürt Bagratuniler, bütün güçlerini Türkiye Cumhuriyeti’ne kar ş ı birle ş tirmi ş lerdir. Amaçlar ı , Siyasal İ slam ile Kürt Milliyetçili ğ i maskesi alt ı nda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni y ı kmak ve parçalamakt ı r. Kriptolar, Türkün alt edilemeyece ğ ini ve bu vatan ı n Türklere ait oldu ğ unu Malazgirt Zaferinde oldu ğ u gibi bir kez daha göreceklerdir. 29 Ekim 2018 İ stanbul İ C İ NDEK İ LER Önsöz İ C İ NDEK İ LER ME Ş HED İ L İĞİ N TAR İ H İ Babil Kral ı Nabukadnezar’ ı n Kudüs Seferleri İ kinci Yahudi Sürgünü Sürgün Sonras ı Kriptola ş mada Babil Pers Dönemi’nde Yahudiler Pers Kral ı Aha ş vero ş Dönemi Ester Kraliçe Oluyor Mordekay’ ı n Entrikas ı Purim Bayram ı Ester’in O ğ lu Pers Kral ı Kiros Türk-Pers Çat ı ş mas ı : Kiros’un Öldürülmesi İ skender Dönemi Sasani Dönemi Kripto Me ş hedi: Abdullah... Bizans İ mparatorlu ğ u’nda Bagratuniler Emeviler Döneminde Me ş hediler Emevilerin Y ı k ı l ı ş ı nda Me ş hediler Abbasi Döneminde Me ş hediler Me ş hediler ve Beytü’l-Hikme Sasanilerin Tekrar Dirili ş i: Büveyhiler Abbasilerin Y ı k ı l ı ş ı nda Me ş hediler Mo ğ ol İ stilas ı Döneminde Yahudiler Kriptolar ı n Yeni Devleti Fat ı miler Kraliçe Tamara ve Gürcülerin Alt ı n Ça ğ ı Gürcü Kraliçesi Rusudan ve Torun Tamara 19. Yüzy ı l İ ran’ ı nda Kripto Me ş hediler Azeri Türk’ü(!) İ rene Melikof Yeni Culfal ı Melkon Han (Melkoniyan) İ ran’ ı n Tarihsel Türk Dü ş manl ı ğ ı Me ş hedilerin Anadolu’ya Göçü (1914-1924) Günümüzdeki Me ş hedi Bagratuni İş birli ğ i Me ş hedilerin Türkiye’deki Yay ı nc ı l ı k Faaliyetleri OSMANLI DEVLET İ ’NDE BAGRATUN İ LER Osmanl ı Saray ı ’nda Nüfuzlu Bir Kad ı n: Ester Kira Osmanl ı Devleti’nde Ermeni Bagratuni Amiralar Bir “Müslüman” Amira: Ohannes Amira Yerganyan Günümüzün Amiralar ı : AKPli İş adamlar ı Trabzon’daki Son Bagratuni Kral ı II. Solomon Osmanl ı Devleti’nde Bir Bagratuni Naz ı r Bagratuni Okulu; Pangalt ı Ticaret Mektebi E ğ in’in Ermeni Bagratuni Köyü: Abuceh Enver Pa ş a ve Bagratuni Operasyonu Nemesis Romanoflar Zeytun Ermeni İ syan ı Musa Da ğ ı İ syan ı Kriptolar ı n Sakl ı Hayatlar ı Hem ş in’in Kripto Bagratunileri Kripto Hem ş inliler Kürt Bagratunilere Bir Örnek: Ş eddadiler (951-1174) Yahudi Kürtler ya da Kürtle ş en Ermeniler Kriptolar ı n A ğ r ı Da ğ ı İ syan ı Kripto Kürtler ve A ş iretler Nam ı di ğ er Anter Hoca Bagratunilerin Son Hamlesi: PKK M. İ hsan Arslan’a Ba ğ l ı Hücreler Alon Liel’in projesi; Tayyip Tayyip ve Kripto Ekibi Saray ı n Güzelleri Yarg ı daki Kripto Yap ı lanma Bürokrasideki Kripto Yap ı lanma AKP Medyas ı n ı n Kriptolar ı Soner Yalç ı n’ ı n Gizemli Ailesi Kriptolar ı n Türk Dü ş manl ı ğ ı n ı n Nedenleri EK A KAYNAKÇA ME Ş HED İ L İĞİ N TAR İ H İ BAB İ L KRALI NABUKADNEZAR’IN KUDÜS SEFERLER İ Nabopolassar, Asur ( 1 ) Kral ı Asurbanipal taraf ı ndan Babil’e vali olarak atanm ı ş t ı . Nabopolassar Babil’e vali olarak atand ı ktan sonra Asur krall ı ğ ı n ı n zay ı flamas ı n ı f ı rsat bilerek bölgede Yeni Babil İ mparatorlu ğ unu kurmu ş tu. Nabopolassar, Babil’i ba ş kent yaparak kendisini de Babil’in Kral ı ilan etmi ş ti. Nabopolassar’ ı n ölümünün ard ı ndan o ğ lu Nabukadnezar tahta geçti. Nabukadnezar babas ı n ı n kurdu ğ u bu devleti büyük bir imparatorlu ğ a dönü ş türmeyi ba ş ard ı . K ı rk üç y ı ll ı k hükümdarl ı ğ ı boyunca çok önemli ba ş ar ı lara imza atan Nabukadnezar, Babil İ mparator-lu ğ unun (M.Ö.626-539) en uzun süre tahtta kalan kral ı d ı r. Nabukadnezar yaln ı z Babil tarihi için de ğ il ayn ı zamanda Yahudi tarihi için de önemli bir ki ş iliktir. Nabukadnezar, İ srail’in ba ş dü ş man ı ve İ srail tarihi boyunca Yahudi halk ı na en fazla felaket getiren, Yahudi toplumu üzerinde en fazla kötülük eden ş ah ı s olarak tasvir edilmektedir. (1) M.Ö.2000-M.Ö.612 aras ı nda Mezopotamya merkezli olup M ı s ı r Suriye’yi de içine alan İ mparatorluk. Asur imparatorlu ğ u. Ola ğ anüstü yetenekli bir general ve devlet adam ı olan Nabukadnezar, ayn ı zamanda ülkesini imar etme konusunda ba ş ar ı l ı biriydi. Nabukadnezar tahta ç ı kar ç ı kmaz Yahuda Krall ı ğ ı ’na sefer düzenledi. Bu sefer daha çok bir askeri güç gösterisiydi. Yahuda kralligi Nabukadnezar taraf ı ndan i ş gal edildi. Yahuda kral ı olan Yehoyakim, Nabukadnezar’a istemeyerek boyun e ğ di ve ona yüklü miktarda haraç ödemek zorunda kald ı . Bunun yan ı nda çok say ı da Yahudi, Babil’e esir olarak götürüldü. Asurlular taraf ı ndan y ı k ı lan İ srail Krall ı ğ ı ve Babil Kral ı Nabukadnezar taraf ı ndan y ı k ı lan Yahuda (Judah) krall ı ğ ı Yahudileri dize getiren Nabukadnezar, Kudüs için M ı s ı r ile hâkimiyet mücadelesine giri ş ti. M.Ö.601 y ı l ı nda yap ı lan sava ş ta Babilliler a ğ ı r kay ı plar verdiler. Bunun üzerine Yahudi kral ı Yehoyakim, ortaya ç ı kan yeni konjonktürü de ğ erlendirerek Babil’e haraç ödemekten vazgeçti. Sava ş ı n galibi olan M ı s ı r ile i ş birli ğ ine girdi. Çünkü Yahudiler ayakta kalabilmek için her zaman güçlünün yan ı nda yer alman ı n gereklili ğ ine inan ı yorlard ı . Fakat süreç Yahudilerin bekledikleri gibi gitmedi. Nabukadnezar, k ı sa sürede tekrar ordusunu yenileyerek M.Ö.597 y ı l ı nda Kudüs’ü tekrar ku ş att ı . Stratejik hata yaparak M ı s ı r’ ı n geçici üstünlü ğ üne aldanan Yehoyakim bu hatas ı n ı can ı yla ödedi. Bu ac ı yenilginin sonucunda Yehoyakim’in o ğ lu Yehoyakin, ailesi, önde gelen askeri ve devlet erkân ı ile zanaatç ı lar Babil’e tutsak olarak sürüldüler. İ brani kaynaklar ı bu esirlerin say ı s ı n ı 10.000 olarak vermektedir. Babil’e götürülen bu grup içinde Tevrat’ta Peygamber olarak anlat ı lan Hezekiel ile Yahudi k ı z ı Ester’in ( 2 ) büyük dedesi Ki ş de bulunmaktayd ı (2) Yahudi k ı z ı Ester’in hayat ı ileriki sayfalarda ayr ı nt ı l ı bir ş ekilde ele al ı nm ı ş t ı r. Babil Ş ehrinin Krokisi. Nabukadnezar Yahudilerden ald ı ğ ı Kudüs’e el sürmedi. Fakat Süleyman mabedinden ve saray hazinesinden haraç ald ı . Babilliler fethettikleri bölgelerdeki yerel idarecileri yönetimde b ı rakt ı klar ı zaman isimlerini de ğ i ş tirirlerdi. Bu uygulama otorite ve üstünlüklerini göstermek için yap ı l ı yordu. Gelene ğ e göre; Yehoyakin’in amcas ı n ı n ad ı Zedekya olarak de ğ i ş tirildi ve Kudüs’te geri kalan Yahudi nüfusu yönetmek için ş ehirde b ı rak ı ld ı İ K İ NC İ YAHUD İ SÜRGÜNÜ Babilliler Yahudi esirleri Nippur, Erbil, Süleymaniye, Hemedan, Ş iraz, Tebriz, Kazvin, Ho ş ap, Kum, Bahçesaray, Ba ş kale ve Ni ş apur ba ş ta olmak üzere Babil ülkesinin çe ş itli bölgelerine yerle ş tirdiler. Özellikle Babil İ mparatorlu ğ unun do ğ u topraklar ı na (günümüzdeki İ ran devletinin bulundu ğ u bölge) Yahudiler iskân edildi. Yehoyakin ve ailesi de Babil Saray ı ’nda gözetim alt ı nda tutulmaya ba ş land ı M.Ö.595 y ı l ı nda Babil ülkesinde büyük bir ayaklanma ç ı km ı ş t ı . Bu ayaklanmay ı f ı rsat bilen Nabukadnezar’ ı n Kudüs’teki Vassal ( 3 ) Zedekya, M ı s ı r taraftar ı politika izlemeye ba ş lad ı . Filistin’de M ı s ı r faaliyetleri tekrar canlanm ı ş t ı . Bunun üzerine öfkeye kap ı lan Nabukadnezar, Filistin’e güçlü bir ordu gönderdi. M ı s ı rl ı lar hemen bölgeden çekildiler. Babilliler, baz ı kentleri ald ı ktan sonra Kudüs’ü tekrar ku ş att ı lar. 18 ay süren ku ş atma ile Babilliler, Yahudilerin kendilerine ihanet etmelerine bir son vermeyi amaçl ı yorlard ı . Ku ş atma sonucunda kent açl ı ktan k ı r ı lm ı ş t ı . M.Ö.586 y ı l ı nda Babilliler Kudüs’ün duvarlar ı n ı yerle bir ettiler. Zedekya kaçmak zorunda kald ı ; fakat Eriha nehri yak ı nlar ı nda yakaland ı ve Nabukadnezar’ ı n Suriye’deki Asi (Orontes) nehri üzerindeki askeri üssüne getirildi. Burada o ğ ullar ı gözlerinin önünde idam edildi ve kendisi de kör edilerek, Babil’e götürüldü. Kudüs’teki Süleyman mabedi ve saray yak ı larak, Babil kar ş ı t ı Yahudi liderler idam edildiler. Kudüs’te geri kalan Yahudiler, bir daha ihanet etmemeleri için Babil ülkesinin çe ş itli yerlerine bir kez daha sürgüne gönderildi. (3) Ba ş ka bir ülkeye ba ğ l ı krall ı k. M.Ö. Birinci yüzy ı lda gerçekle ş en sürgünler sonucunda Filistin d ı ş ı ndaki Yahudi nüfusu, Filistin’dekinden daha fazla say ı ya ula ş m ı ş t ı . Dönemin kaynaklar ı na göre; Filistin’de iki milyon Yahudi ikamet ediyordu. Kafkasya ve İ ran ba ş ta olmak üzere di ğ er bölgelerde ise bu say ı n ı n çok üzerinde Yahudi vard ı Filistin d ı ş ı ndaki Yahudi nüfusun büyük bir k ı sm ı ise Kafkasya’da ya ş ı yordu Heredot’a göre; Gürcülerden bir boy olan Kolh’larda ve Kapadokya toplumlar ı nda sünnet gelene ğ i vard ı Bu durum onlar ı n Yahudi olmalar ı ndan kaynaklan ı yordu. Gürcü kabilelerinden olan Svanetler aras ı nda ticareti ellerinde tutan “Lahamuli”ler de Yahudi’ydi. Lahamuliler Yahudi dinini terkedip Ortodoks Hristiyanl ı ğ a geçmi ş lerdi. SÜRGÜN SONRASI KR İ PTOLA Ş MADA BAB İ L Sürgün döneminde Yahudiler kültürel anlamda de ğ i ş ikli ğ e u ğ rad ı lar. Köle olarak Babil’e getirilen Yahudiler’den bir k ı sm ı toplumda yer edinebilmek ve köle kimli ğ inden kurtulabilmek amac ı yla kriptola ş t ı lar (Gerçek kimliklerini gizleyerek Yahudi inanc ı n ı ya ş amaya devam ettiler). Kripto Yahudilik; bir fikir sistemi, ideoloji ve hakim uluslar içinde ya ş am ş ekli olarak Babil’de sistematikle ş ti. Bu sistem dünyan ı n çe ş itli yerlerine yay ı lan Yahudiler için örnek olacakt ı . Siyasi ve tarihsel alanda bir dönüm noktas ı olan bu dönemde Yahudi hayat ı iki dü ş ünceden derinden etkilendi. Bunlardan birincisi; yeniden Kudüs’e ve Kudüs Tap ı na ğ ı na kavu ş ma özlemiydi. İ kincisi ise yabanc ı bir milletin içinde Yahudi kimli ğ ini koruyamama endi ş esiydi. Kriptola ş man ı n ilk ad ı m ı Babil isimlerini kullanmaya ba ş lamalar ı yd ı . Gittikleri bölgelerde isim de ğ i ş tiren Yahudiler, böylece topluma daha kolay entegre oldular. Yahudi kutsal kitaplar ı aras ı nda yer alan Tanah’ta baz ı Yahudilere aç ı k bir ş ekilde Babil isimleri verildi ğ i görülmektedir. Örne ğ in Daniel’e Belte ş assar, Hananya’ya Ş adrak, Mi ş ael’e Me ş ak, Azarya’ya Abed-Nego gibi Babil isimleri koymu ş lard ı r. Böylece Yahudiler, Babil isimleri alarak ve Babil kültürüne uyum sa ğ layarak, İ mparatorlukta yüksek mevkilere geldiler. Bu tecrübeyi Yahudiler, gittikleri her yerde tatbik ettiler ve bulunduklar ı devletin önemli mevkilerinde h ı zl ı bir ş ekilde yükseldiler. Babil toplumuna entegre olan kripto Yahudiler, tarih boyunca etkili olduklar ı ticaret sektörünü ele geçirip k ı sa zamanda ülkenin zengin kesimini te ş kil ettiler. Hatta Kudüs’te kalanlara yard ı m edecek kadar servet sahibi oldular. Ki ş isel kazançlar ı ve zenginlikleri sayesinde Babil’deki kraliyet saray ı nda nüfuzlar ı n ı artt ı rd ı lar. Özellikle hekimlik mesle ğ ini tercih ederek devletin en kritik konumlar ı na yükseldiler. Saraydaki nüfuzlar ı n ı artt ı rmada ve saraya s ı zmada bu mesle ğ in önemli rolü oldu. Zaman içerisinde hekimlik mesle ğ i, kripto Yahudili ğ in tekeline geçti. Yahudiler sadece s ı nai, tar ı msal ve ticari alanlarda de ğ il, siyasal ve askeri alanlarda da sivrildiler. Özellikle M ı s ı r ve Babil İ mparatorlu ğ u’nda, askeri ba ş ar ı lar ı yla tan ı nm ı ş lard ı . Babil İ mparatorlu ğ u, Yahudileri s ı n ı r muhaf ı zlar ı olarak kullanmak üzere de seçmi ş ti. Yahudi askerlerin olu ş turdu ğ u koloniler, M ı s ı r’ ı n s ı n ı rlar ı n ı Etiyopyal ı lara kar ş ı savunmu ş lard ı İ braniler, Babil’de sistematikle ş tirdikleri kripto Yahudili ğ i, sonraki dönemlerde kurulan devletlerde tatbik ederek ba ş ar ı l ı oldular. Birçok devletin yönetici kadrolar ı na s ı zarak toplumlar ı manipüle ettiler. Anadolu ve Kafkasya’ya sürgün olarak gelen Yahudiler; Ermeniler, Romal ı lar ve Gürcüler içerisinde yönetici olan Bagratuni grubunu olu ş turdular. İ ran’a Sürgün edilen Yahudiler Pers toplumu ve yöneticileri içerisine s ı zarak Me ş hedi grubunu meydana getirdiler. İ ran’da kriptola ş ma sürecini devam ettiren Yahudiler, sonraki dönemlerde Cedid el- İ slam (Yeni Müslümanlar) ad ı n ı ald ı lar. Fergana (Günümüzde Özbekistan s ı n ı rlar ı içinde bulunan bir ş ehir) ve Buhara’daki Yahudiler; Çala , Müslüman Arap toplumu içerisindeki Yahudiler; Müsta’reb (Arapla ş m ı ş Yahudiler), İ ber yar ı madas ı na ( İ spanya ve Portekiz) yerle ş en Yahudiler; Morano , İ spanya üzerinden özellikle Osmanl ı ya gelenler ise zamanla Sabetayist olarak adland ı r ı ld ı lar. Babil İ mparatorlu ğ u Yahudili ğ i ve Pers Yahudili ğ i aras ı nda do ğ rudan ili ş kiler bulunmaktad ı r. Babil İ mparatorlu ğ u Yahudilerine bak ı ld ı ğ ı nda, iki gerçek özel önem ta ş ı r. İ lk olarak Diaspora’n ı n ( 4 ) en geni ş Yahudi cemaatini olu ş turmu ş lard ı r; ikinci olarak, di ğ er Yahudiler Hellenik ( 5 ) etkilere maruz kald ı klar ı halde Babil imparatorlu ğ u Yahudileri bu etkilere hemen hemen hiç maruz kalmam ı ş lard ı r. Babil İ mparatorlu ğ u Yahudileri, Roma İ mparatorlu ğ u’nun parças ı olmayan bir ülkede ya ş am ı ş lard ı r. (4) Çok uzun bir zamandan beri bir kavim ya da ulusun veya inanç mensuplar ı n ı n ana yurtlar ı ndan koparak ba ş ka yerlerde az ı nl ı k olarak ya ş amalar ı (5) Hellenik Dönem: Büyük İ skender’in Do ğ u seferinden sonra bat ı ve do ğ u kültürlerinin birbirlerini etkilemesiyle olu ş an kültür atmosferi. PERS DÖNEM İ ’NDE YAHUD İ LER Persler eski Elam ( 6 ) bölgesine yerle ş mi ş bir Hint-Avrupa boyudur. Adlar ı n ı ilk kalelerinden olan Parsua’dan (Fars) alm ı ş lard ı r. Perslerin tarihi Ahameni ş lerden önce ba ş lamakla birlikte, kendi yazd ı klar ı ve kendilerini aç ı kça Pers olarak tan ı mlad ı klar ı ilk kaynaklar M.Ö. 6. yüzy ı la aittir. (6) İ ran’ ı n güneybat ı s ı nda var olmu ş , antik bir medeniyet ve bölgenin ad ı d ı r. Persler, yay ı lma döneminde Babil topraklar ı n ı kendilerine hedef seçtiler. Perslerin Babil ülkesinin do ğ u bölgesini i ş gal etmesi üzerine Yahudilerin büyük bir k ı sm ı Pers tebaas ı haline geldi. Bu dönemde Yahudiler, Dicle ve F ı rat nehirleri aras ı nda bulunan verimli bölgelerde kalabal ı k topluluklar halinde ya ş ı yorlard ı . Daha sonra, Mezopotamya Pers İ mparatorlu ğ u’nun bir eyaleti oldu ğ unda, Yahudiler imparatorluk s ı n ı rlar ı içindeki hemen her yere seyahat etme ve yerle ş me olana ğ ı na kavu ş tular. Zaman içinde Pers bürokrasisinde etkili olmaya ba ş layan Yahudiler, devletin idaresinde söz sahibi oldular. Satrapl ı k ad ı verilen eyaletler de dahil olmak üzere Pers topraklar ı n ı n tamam ı nda güçlü konuma geldiler. Bu durum Pers kökenli devlet adamlar ı n ı rahats ı z etti. Nitekim toplumda Yahudi aleyhtarl ı ğ ı yay ı lmaya ba ş lad ı . Yahudilerin zengin ve etkili olmalar ı Pers kökenlilerin onlara kar ş ı organize hareket etmelerine neden oldu. Zamanla konumlar ı n ı yitirme endi ş esine kap ı lan Yahudiler, Babil döneminde elde ettikleri tecrübeler do ğ rultusunda gizli hareket etmeye ba ş lad ı lar. Yahudiler, atalar ı gibi kripto yap ı lar olu ş turdular. Bu kripto Yahudiler, özellikle Pers saray ı nda te ş kilatland ı lar. Pers kökenli devlet adamlar ı na komplolar kurmaya ba ş lad ı lar. İ lk dönemlerde ortaya ç ı kar ı lamayan bu yap ı lar, zamanla devlet adamlar ı n ı n dikkatini çekti. M.Ö. 5. yüzy ı l’a gelindi ğ inde üst düzey görevliler aras ı nda yer alan Haman, Yahudilerin devlet aleyhine faaliyetlerine kar ş ı harekete geçti. Haman, kripto Yahudilerin M ı s ı r, Asur ve Babil’i ele geçirdikleri gibi Pers devletini de kontrol alt ı na alacaklar ı n ı dü ş ünüyordu. Haman’ ı n harekete geçti ğ ini gören ve saraya s ı zm ı ş olan kripto Yahudiler Haman ve ekibine kar ş ı komplo haz ı rl ı ğ ı na giri ş tiler. Dönemin Pers kral ı Aha ş vero ş ise meydana gelen güç mücadelesinden haberdar de ğ ildi. M.Ö. 6 yüzy ı l Pers İ mparatorlu ğ u. PERS KRALI AHA Ş VERO Ş DÖNEM İ Aha ş vero ş yüz yirmi yedi ilin Kral ı yd ı ve o dönemde ülkeyi ba ş kent Sus’tan yönetiyordu. Krall ı ğ ı n ı n üçüncü y ı l ı nda bütün önderlerinin ve görevlilerinin onuruna bir ş ölen verdi. Pers ve Med ordu komutanlar ı , ileri gelenler ile eyalet valileri de oradayd ı . Aha ş vero ş tam yüz seksen gün süren ş enliklerle krall ı ğ ı n ı n zenginli ğ ini, büyüklü ğ ünü ve görkemini gösterdi. Bunun ard ı ndan, saray ı n ı n avlusunda küçük büyük ay ı rmadan, Sus Kalesi’nde bulunan bütün halka yedi gün süren bir ş ölen verdi. Mermer sütunlar üzerindeki gümü ş çemberlere mor ve beyaz renkli iplikten yap ı lm ı ş sicimlerle ba ğ lanm ı ş beyaz ve lacivert kuma ş lar as ı lm ı ş t ı . Somaki, mermer, sedef ve pahal ı ta ş lar dö ş enmi ş avluya alt ı n ve gümü ş sedirler yerle ş tirilmi ş ti. Saray ı n en iyi ş arab ı kral ı n cömertli ğ ine yara ş ı r biçimde bol bol ve her biri de ğ i ş ik alt ı n kupalar içinde sunuluyordu. Kral saray hizmetkârlar ı na konuklar ı n dileklerini yerine getirmeleri için buyruk vermi ş ti. O s ı rada Kraliçe Va ş ti de Kral Aha ş vero ş ’un saray ı ndaki kad ı nlara bir ş ölen veriyordu. Yedinci gün, ş arab ı n etkisiyle keyiflenen Kral Aha ş vero ş , hizmetindeki yedi harema ğ as ı na Kraliçe Va ş ti’yi ba ş ı nda tac ı yla huzuruna getirmelerini emretti. Kraliçe Va ş ti güzeldi. Kral halka ve önderlere onun ne kadar güzel odlu ğ unu göstermek istiyordu. Ama Kraliçe Va ş ti harema ğ alar ı n ı n kraldan getirdi ğ i buyru ğ u reddedip gitmedi. Bunun üzerine kral çok k ı zd ı , öfkesinden küplere bindi. Kral yasalar ı bilen bilge ki ş ilerle görü ş tü. Çünkü kral ı n, yasalar ı ve adaleti bilen ki ş ilere dan ı ş mas ı gelenektendi. Bu dönemde kral ı n önem verdi ğ i bilge ki ş iler aras ı nda yer alan Karne ş a, Ş etar, Admata, Tar ş i ş , Merses, Marsena ve Memukan’la görü ş tü. Bu yedi isim ayn ı zamanda o dönemde Pers ve Med İ mparatorlu ğ u’nun en üst yöneticileriydi. Kral Aha ş vero ş onlara, “Buyru ğ a uymayan Kraliçe Va ş ti’ye yasaya göre ne yapmal ı ?” diye sordu. Memukan, kral ı n ve önderlerin önünde ş u yan ı t ı verdi: “ Kraliçe Va ş ti yaln ı z krala kar ş ı de ğ il, bütün önderlere ve kral ı n bütün illerindeki halklara kar ş ı suç i ş ledi. Bütün kad ı nlar, kraliçenin davran ı ş ı yla ilgili haberi duyunca, “Kral Aha ş vero ş Kraliçe Va ş ti’nin huzuruna getirilmesini buyurdu, ama kraliçe gitmedi” diyerek kocalar ı n ı küçümsemeye ba ş layacaklar. Bugün kraliçenin davran ı ş ı n ı ö ğ renen Pers ve Med’li soylu kad ı nlar da kral ı n soylu adamlar ı na ayn ı biçimde davranacak. Bu da alabildi ğ ine kad ı nlar ı n küçümsenmesine, erkeklerinde öfkelenmesine yol açacak. Kral uygun görüyorsa ferman ç ı kars ı n, bu ferman Persler’le Medler’in de ğ i ş meyen yasalar ı na eklensin. Buna göre Va ş ti bir daha Kral Aha ş vero ş ’un huzuruna ç ı kmas ı n ve kral ondan daha iyi birini kraliçeli ğ e seçsin. Kral ı n ferman ı büyük krall ı ğ ı n ı n dört bir yan ı na ula ş ı nca, ister soylu ister halktan olsun, bütün kad ı nlar kocalar ı na sayg ı gösterecektir ”. Bu sözler kral ı n ve önderlerinin ho ş una gitti. Kral, Memukan’ ı n önerisine uyarak, krall ı ğ ı n bütün illerine yaz ı l ı buyruklar gönderdi. Her erke ğ in kendi evinin egemeni oldu ğ unu vurgulad ı ESTER KRAL İ ÇE OLUYOR Kral ı n özel hizmetkârlar ı “Kral için genç, güzel, el de ğ memi ş k ı zlar arans ı n” dediler. Aha ş vero ş egemen oldu ğ u bütün illere görevliler atad ı . Bu görevliler bütün genç k ı zlar ı toplay ı p Sus Kalesi’nde hareme getirdiler. Kral ı n k ı zlardan sorumlu harem a ğ as ı Hegay’a teslim ettiler. Hegay k ı zlar ı n güzelle ş meleri için ne gerekiyorsa yapt ı Bu s ı rada Sus Kalesi’nde ya ş ayan Mordekay ad ı nda bir Yahudi vard ı . Bu ki ş i Benyamin Oyma ğ ı ndan olup Ki ş ’in torunuydu. Ki ş ; Babil kral ı Nebukadnezar’ ı n Yahudi kral ı Yehoyakin ile birlikte Yeru ş alim’den sürgün etti ğ i ki ş ilerden biriydi. Mordekay ’ ı n Haddatta ad ı nda bir amcak ı z ı vard ı . Annesi ve babas ı n ı yitiren Haddata ’y ı Mordekay evlat edinip büyütmü ş tü. Haddata endaml ı ve güzeldi. Mordekay, özel olarak yeti ş tirdi ğ i bu k ı z ı Pers saray ı na kraliçe yapmay ı dü ş ünüyor ve Aha ş vero ş ’tan bir erkek çocuk do ğ urmas ı n ı istiyordu. Böylece Yahudiler, Pers saltanat ı n ı n sahibi olacakt ı . Mordakay Yahudi ad ı olan Haddata’n ı n yerine ye ğ enine Ester ismini verdi ve saraya gönderdi. Harema ğ as ı olan ve Mordekay ile irtibat ı bulunan Hegay, Ester’i be ğ endi ve ona ayr ı cal ı k tan ı d ı . En iyi biçimde beslenip güzelle ş mesi için ne gerekiyorsa hemen sa ğ lad ı . Ayr ı ca kral ı n saray ı ndan seçilen yedi hizmetçiyi buyru ğ una verdi. Sonra onun hizmetçileriyle birlikte haremin en güzel bölümüne yerle ş tirdi. Ester, Yahudi oldu ğ unu kimseye aç ı klamad ı . Sadece onun Yahudi oldu ğ unu Mordekay, Hegay ve Memukan biliyordu. Çünkü Mordekay, Ester’e Yahudi oldu ğ unu aç ı klamas ı n ı yasaklam ı ş t ı Pers saray ı na kraliçe seçimleri ba ş lam ı ş t ı . Her genç k ı z s ı ras ı geldi ğ inde kral Aha ş vero ş ’un huzuruna ç ı kacakt ı . Ama kural uyar ı nca önce 12 ay süren güzellik bak ı m ı n ı gerçekle ş tirmeleri gerekiyordu. Alt ı ay süreyle her k ı za mür ya ğ ı sürülüyor, alt ı ay da kremler ve losyonlar uygulan ı yordu. Ak ş am kral ı n yan ı na giren k ı z, ertesi sabah cariyelerden sorumlu harem a ğ as ı Ş aa ş gaz’ ı n yönetimindeki hareme dönerdi. Kral ı n yan ı na girme s ı ras ı Ester’e geldi. Yahudilerin kutsal kabul ettikleri 7 rakam ı na uygun olarak, Aha ş vero ş ’un krall ı ğ ı n ı n 7. y ı l ı nda, Yahudi takvimine göre Tevet ( 7 ) diye adland ı r ı lan 7. ayda Ester saraya kral ı n yan ı na götürüldü. Kripto Hegay, bu zaman ı İ brani mistik inanc ı na göre ayarlam ı ş t ı . Kral, Ester’i öbür k ı zlardan daha çok sevdi, en çok ondan ho ş land ı ve ona ayr ı cal ı k tan ı d ı . Kraliçelik tac ı n ı ona giydirip Va ş ti’nin yerine onu kraliçe yapt ı . Ard ı ndan Ester’in onuruna büyük bir ş ölen verdi. Bu ş ölende bütün önderler ve görevliler haz ı r bulundu. Kral bütün illerde bayram ilan etti ve krallara yara ş ı r cömertlikle arma ğ anlar da ğ ı tt ı (7) Türkiye’de Tevet soyadl ı Musevi aileler ya ş amaktad ı r. Bunlardan baz ı lar ı Türkiye’den göç etmi ş lerdir. Ayr ı ca ünlü pop sanatç ı s ı Tarkan’ ı n ailesinin soyad ı da Teveto ğ lu’dur. Teveto ğ lu ailesi Rize İ kizdere’nin Rüzgârl ı Köyündendir. Böylece Yahudiler, uzun bir haz ı rl ı ğ ı n sonucunda hedeflerine ula ş t ı lar. Art ı k Pers saray ı n ı n en üst noktas ı nda kripto Yahudi k ı z ı Ester vard ı MORDEKAY’IN ENTR İ KASI Ester kraliçe olduktan sonra Mordekay’ ı hemen kral ı n kap ı görevlilerinden birisi olarak tayin etti. Böylece kral ı n yan ı na gelen ki ş ileri Yahudiler kontrol etmeye ba ş lad ı lar. Kendisini büyüttü ğ ü günlerde oldu ğ u gibi Mordekay’ ı n sözünden ç ı kmayan Ester, çok say ı da kriptoyu Pers saray ı nda görevlendirdi. Saray ad ı m ad ı m Yahudi etkisine girmeye ba ş lad ı . Kripto Yahudiler, Pers saray ı nda kendilerine engel gördükleri ki ş ileri de ğ i ş ik entrikalarla tasfiye ediyorlard