Merhaba, Altıncı sayımızla karşınızdayız. Bu sayı biraz da “feminist ideoloji” yi tanımak üzerine diyebiliriz. Burada feminizmin tarihine giriş bilgileri verirken bir yandan da feminist terminoloji bilgimizi güncellemek istiyoruz. İkinci kısmı yeni bir meslektaşımıza teslim ettik. Feminizmin ne olduğu veya olmadığını, ideolojinin geçtiği ve bölündüğü yolları öğrenmek, bilinç ve ileri okumalar için altyapı oluşturmak ve günlük hayatımızda farkındalık yaratmak açısından gerekli. Karmaşık, dinamik ve uzun bir süreç bu. Bizim yapmaya çalıştığımız temel noktaları ve süreçlerin sözünü etmek. Daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler kaynakçadan yararlanabilirler. Amacımız bunu ve terminoloji bölümünü gelecek sayılarda da devam ettirmek. Bu sayımızda yeni mezunlarımız daha ön planda. Çeşitli toplantılarla karşılaştığımız meslektaş adaylarımızı tanımaktan çok mutlu oluyoruz. Mesleğe geçişlerinde onları size de tanıtmak istiyor ve hepsine ‘yolları açık olsun’ diyoruz. Son dönemde sektörde düzenlenen çeşitli buluşmaları da dikkatlerinize sunuyoruz. İki film önerimiz var; Kya’nın Şarkı Söylediği Yer ve Suffragette. İlk filmi bir değerlendirme ile ele alırken diğerini feminizm tarihi ile ilgili olduğu ve gerçek olaylara dayandığı için sadece künye ile verip sizin öznel değerlendirmeniz ile baş başa bırakıyoruz. Temmuz ayında meydana gelen kazada yaralanan sondaj emekçilerine geçmiş olsun diyor böyle kazaların tekrar yaşanmamasını diliyoruz. İyi okumalar, PMO Kadın Çalışma Grubu PEMBE BARET Petrol Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubu Bülteni İÇERİK SAYFA 1-2 Feminizmin Dalgaları SAYFA 3-4 Sessiz Ayrımcılıktan Gerçek Eşitliğe SAYFA 5 Okuduklarımız, İzlediklerimiz, Önerdiklerimiz SAYFA 6 Sektörden Haberler SAYFA 7 Yeni Mezunlarımız SAYFA 8 Geçmiş Olsun Bültenimizde yazı veya içerik paylaşmak ya da bülten hakkında geri dönüşlerinizi iletmek isterseniz pmo@pmo.org.tr adresine yazabilirsiniz. Eylül 2025, Sayı: 6 Feminizm kelimesi, Latince femina (kadın) ve Grekçe ism ό s’tan (dünya görüşü yapım eki) oluşmaktadır. Kadınların ezilmesine, dışlanmasına, toplumda ikinci konumda olmasına kısaca ataerkil yapının dayattığı eşitsizliklere karşı çıkan ve bunun değiştirilmesi için çalışan akım. Bu tanım feminizmi anlamak için yeterli değil çünkü çok boyutlu ve çok katmanlı bir gelenek. Tarihsel gelişimine bakmak gerekiyor. Feminizmin tarihini en güzel özetlemenin yolu olması açısından Dalgalar Metaforu kullanılıyor. Kimilerine göre 3 kimilerine göre 4 dalga var. Bu sayımızda ilk dalga ve öncesindeki onu hazırlayan etkileri anlamaya çalışacağız. Belgelere dayalı tarih 1791-1792 yıllarında başlıyor ama öncesi için de bazı nüveler mevcut, ortaçağda bulunan bazı metinler, köylü ayaklanmalarında kadınların varlığı, mitolojik ve dini figürler -Lilith, Amazonlar gibi. 1789 Fransız Devrimi sonrasında yayılan özgürlük dalgasının bir süre sonra sadece erkekler için geçerli olduğu meclisin çıkardığı Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ile anlaşılıyor. Buna cevap olarak kendisi de devrim öncesi aktivistlerden olan Fransız oyun yazarı Olympe de Gouges Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi ’ni yazıyor ardından İngiliz yazar ve filozof Mary Wollstonecraft Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi isimli kitabı yayınlıyor. Gouges bu yazısından ötürü giyotinle cezalandırılıyor. Ama bu iki öncü kadın “Pandora’nın kutusu”nu da açmış oluyor. Sayfa 1 FEMİNİZMİN DALGALARI Feminizmin kitlesel bir hareket olarak büyümesinin en önemli nedenleri sanayi devrimi sonrası değişen toplumda Fransız devriminin de etkisi ile belirlenen cinsiyetçi yaklaşımın kadınları sosyal alandan daha da dışlayarak ikinci plana itmesi. Avrupa’da yayılan özgürlük ve demokrasi düşüncesi ile modern kapitalizme karşı kadın başkaldırıları organize bir davranış haline geliyor. Avrupa, ABD ve Avusturalya’da örgütler kurarak eylemlere başlıyorlar. Yazar: Olympe de Gouges Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi Sayfa 2 FEMİNİZMİN DALGALARI Feminizm Kaynakça Ayşe Baysal Feminist Bellek - Feminizm Sevgi Adak Feminist Bellek - Süfraj/Süfrajet Hareketi Alev Özkazanç ODTÜ Tarih Topluluğu ile Söyleşi Mary Wollstonecraft A Vindication of the Rights of Woman Pelin Dilara Çolak Feminizm Nedir? Feminizm Hakkında Bilmeniz Gerekenler Aylak Damla Tarihi Kim Yazdı? | Feminizmler Tarihi 2 Birinci Dalga Feminizm (19. YY ortaları-1960) Bu dönem feministler başta oy hakkı olmak üzere, kamusal alanda yer alma ve onu dönüştürme mücadelesi veriyor, eğitim, mülkiyet, çalışma hayatı gibi siyasi haklarda eşitliği sağlayacak yasal düzenlemeler talep ediyorlardı. Mitingler, açlık grevleri, kamu toplantılarının basılması vb. etkinliklerle seslerini duyurmaya çalıştıkları Sufrajist hareketi bu dönemin en önemli ayaklanmalarındandır. Bu dönemde kadınlar önce ulusal ardından uluslararası aktivistlerle yoğun olarak bir araya gelerek toplantılar düzenlemişler ve örgütlenmişlerdir. Halen Uluslararası Kadınlar Birliği olarak varlığını sürdüren Kadınların Oy Hakkı Uluslararası Birliği (International Woman Suffrage Alliance IWSA), adıyla 1904’te Berlin’de kurulan Kadınların Oy Hakkı Uluslararası Birliği (International Woman Suffrage Alliance) örgütüdür. Bu talepler bir süre sonra sonuç vermiş, kadınlara ilk seçme hakkı veren ülke 1893 yılında Yeni Zelanda, Avrupa’da ise Finlandiya Dükalığı olmuştur. (1906) 1907 yılında da dünyada parlamentoya giren kadınlar yine burada olmuştur. Bu seçme hakkı modern anlamda bütün kadın vatandaşlarını kapsayan bir hak olmamış, bazı ülkelerde ayrıcalıklı kimselerin eşlerini kapsamış, bazılarında da sadece beyaz kadınları kapsamış veya gerçek anlamda uygulanmamıştır. IWSA’nın Türkiye ayağında ise 1926’da kurulan Türk Kadınlar Birliği (TKB) vardı. Nezihe Muhittin’in öncülüğünde kurulan bu oluşum, Türkiye’de siyasal alanda kadın-erkek eşitliğini amaçlayan ve kadınların bu alanda haklara sahip olmasına öncülük eden bir örgüttü. Bu konunun tartışılması amacı ile aralarında Nezihe Muhittin ve Halide Edip’in de olduğu dört kadın 1927 yılındaki seçimlerde milletvekili adayı olarak gösterildiler. 1935 yılında bu birliğin olağan toplantılarından 12'ncisi İstanbul’da gerçekleştirildi. --- Ülker Aydın Kalfa Önceki sayfadan devam Günümüzde mühendislik alanında kadınlar için nicel eşitsizliğin varlığı geniş kesimlerce kabul edilen bir gerçek. Branşlar arası bazı farklılıklar bulunsa da genel olarak mühendislik mesleklerinde cinsiyet dağılım dengesizliği devam etmektedir. Ancak bu sayısal dengesizliğin ötesinde, kadın mühendislerin ve kadın mühendis adaylarının gündelik hayatında sıkça karşılaştığı ve çoğu zaman göz ardı edilen bazı davranış kalıpları bulunmaktadır: mikroagresyonlar. Mikroagresyonlar; bireylerin cinsiyet, ırk veya benzeri kimliklerinden dolayı tekrar tekrar karşılaştıkları, genellikle kasıtlı olmayan küçük aşağılamalar ve dışlamalardır (Sue ve ark., 2007; Yang & Carroll, 2018; Kim & Meister, 2023). Bu yazı, mikroagresyonların kadın mühendisler ve kadın mühendis öğrenciler üzerindeki etkilerini görünür kılmayı ve tartışmayı amaçlamaktadır. Bu davranışlar, görünürde masum ya da zararsız gibi algılansa da, hedef kişide biriken olumsuz psikolojik ve sosyal etkilere yol açabilmektedir. Mühendislikte kadınlar, grup projelerinde "takım sekreteri" rolüne itilmekten, fikirlerinin dikkate alınmamasına; "Sen buraya kadın olduğun için girdin" gibi küçümseyici ifadelere kadar çeşitli mikroagresyonlara maruz kalabiliyor (Camacho & Lord, 2011; Mardani & Stupnisky, 2023). Bu cümleler, kasıtlı söylenilmediğinde dahi, toplumun kadını mühendislik için uygun görmeyen kökleşmiş algılarından beslenmektedir ve masum bir sonuç taşımamaktadır. Kadınların kariyer veya takım içi ilerleyişinde karşılaştıkları bu görünmez bariyerler, mesleki gelişimlerini ve ekip içindeki rollerini olumsuz etkileyebilmektedir. Mikroagresyonlar farklı düzeylerde karşımıza çıkmaktadır. Kurumsal düzeyde; ders içeriklerinde eril dilin hâkim olması, kadınların teknik olmayan görevlere yönlendirilmesi ya da bazı branşlarda cinsiyet temelli ayrımcılık gibi örneklerle öne çıkmaktadır. Kişilerarası düzeyde; özellikle takım çalışmalarında kadınların aktif olarak göz ardı edilmesi, sundukları katkıların küçümsenmesi veya geçiştirilerek dinlenmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Mizah yoluyla yapılan mikroagresyonlar ise, cinsiyetçi şakalar ve kadınların mühendislikteki varlığının alaya alınması şeklinde kendini göstermektedir. Bu tür şakalar, çoğu zaman zararsız gibi görünse de kadın mühendislerin mesleki aidiyetlerinin zedelenmesine yol açabilmektedir. Ayrıca özyeterlilik ve özgüvende düşüşe neden olabilmektedir. Kadın öğrenciler ise zamanla başarısızlık duygusunu içselleştirip mühendislikte başarılı olamayacaklarına inanabilmektedir (Camacho & Lord, 2011; True-Funk ve ark., 2021). Üstelik mikroagresyonların etkisi sadece cinsiyetle sınırlı değildir. Kesişimsel kimliklere sahip kadınlar (ör. Asyalı, Latin ya da siyah kadınlar), hem cinsiyet hem de etnik kimliklerinden dolayı çifte ayrımcılıkla karşılaşabilmektedir (Camacho & Lord, 2011; True-Funk ve ark., 2021; Mardani & Stupnisky, 2023). Sayfa 3 SESSİZ AYRIMCILIKTAN GERÇEK EŞİTLİĞE: MİKROAGRESYONLAR Akademik hayatta ve iş dünyasında kadın mühendisler, sadece belli dönemlerde değil kariyerlerinin her aşamasında mikroagresyonlara maruz kalmaktadır. Özellikle teknik bilgi ve yetkinliklerinin sürekli sorgulanması, fikirlerinin toplantılarda önemsenmemesi ya da başarılarının “şans” veya “tesadüf” olarak değerlendirilmesi, kadınların mesleki kimliklerini zedelemektedir (Yang & Carroll, 2018; Mardani & Stupnisky, 2023). Liderlik pozisyonundaki kadınlar ise, çoğu zaman görünmez kılınmaktadır ve profesyonel yeterlilikleri sistemli olarak sorgulanması karşılaşılan durumlardandır. Bu da kadınların liderlikten uzaklaşmasına ve kendi yeteneklerini sorgulamasına sebep olabilmektedir (Kim & Meister, 2023). Sonuç olarak mikroagresyonların bu yaygın ve örtük etkileri kadın mühendislerin motivasyonunu, üretkenliğini, kuruma aidiyet hissini ve mesleki gelişimini ciddi biçimde olumsuz etkilemektedir (Mardani & Stupnisky, 2023; Yang & Carroll, 2018; Kim & Meister, 2023). Mikroagresyonlar, kadın mühendisler ve mühendislik öğrencileri için sadece günlük bir moral bozukluğu değil, aynı zamanda uzun vadede kariyerden uzaklaşmaya, özgüven kaybına, mesleki kimliğin zedelenmesine ve kurumsal aidiyetin azalmasına yol açan ciddi bir sorun oluşturmaktadır (Camacho & Lord, 2011; True-Funk ve ark., 2021; Kim & Meister, 2023). Bu sorunlarla mücadele için: • Cinsiyet duyarlı eğitimlerin ve bilinçlendirme programlarının yaygınlaştırılması, • Kadınların seslerini yükseltebilecekleri güvenli ve kapsayıcı ortamların oluşturulması, • Müttefiklik (allyship) kültürünün desteklenmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması (Kim & Meister, 2023), • DEI (Diversity, Equity, Inclusion) politikalarının kurumsal düzeyde içselleştirilmesi gerekmektedir. Kadın mühendislerin ve mühendislik öğrencilerinin varlığı ve başarıları için mikroagresyonların tespit edilmesi, görünür kılınması ve engellenmesi; gerçek anlamda cinsiyet eşitliğine ulaşmak için elzemdir. --- Firdevs Zehra Güneş Keçel Sayfa 4 SESSİZ AYRIMCILIKTAN GERÇEK EŞİTLİĞE: MİKROAGRESYONLAR Kaynakça (APA) • Camacho, M. M., & Lord, S. M. (2011). "Microaggressions in Engineering Education: Climate for Asian, Latina, and White Women." Proceedings of the 2011 Frontiers in Education Conference. • Kim, Y., & Meister, D. G. (2023). "Invisible barriers: Microaggressions against women engineers in the workplace." Gender, Work & Organization, 30(4), 991–1006. • Mardani, A., & Stupnisky, R. H. (2023). "Experiences of microaggressions among women engineering students." Journal of Engineering Education, 112(2), 275-295. • Sue, D. W., Capodilupo, C. M., Torino, G. C., Bucceri, J. M., Holder, A. M. B., Nadal, K. L., & Esquilin, M. (2007). "Racial microaggressions in everyday life: Implications for clinical practice." American Psychologist, 62(4), 271–286. • True-Funk, L., et al. (2021). "Intersectionality and experiences of microaggressions among women of color in engineering." Engineering Studies, 13(2), 83-102. • Yang, Y., & Carroll, D. W. (2018). "The influence of microaggressions on women’s intent to persist in engineering." International Journal of Gender, Science and Technology, 10(2), 267-287. Önceki sayfadan devam OKUDUKLARIMIZ, İZLEDİKLERİMİZ, ÖNERDİKLERİMİZ... FİLM Sayfa 5 SUFFRAGETTE (2015) Yönetmen: Sarah Gavron Senaryo: Abi Morgan Oyuncular: Carey Mulligan, Anne Mary Duff, Helena Bonham Carter 1912 Londra'sında, genç bir çalışan anne, kadınların oy hakkını destekleyen radikal bir siyasi aktivizme yönelir ve bu amaca ulaşmak için şiddete şiddetle karşılık vermeye hazırdır. KYA’NIN ŞARKI SÖYLEDİĞİ YER (2022) Kya'nın Şarkı Söylediği Yer, Kuzey Carolina sahilinin bataklık arazilerini, terk edilmiş bir çocuğun gözleriyle bize izletiyor.. Bataklik kızı diye adlandirilan bu kız çocuğu, ailesi tarafından çok küçük yaşta terk ediliyor. Dayakçı babanın anne ve çocukları üzerindeki etkileri her bireyin kendi çözümünü üretmesi ve kendi yolunu seçmesi sonucunda Kya’da doğayı ve yalnızlığı seçiyor. Kya’nın uzun hayat diliminde yer alan çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık dönemleri kısa ya da uzun dilimler halinde filme yansıtılmış ve tüm bu ara yaşam durakları farklı oyuncular eşliğinde canlandırılmış. Oyuncular son derece iyi seçilmiş. Bu kız o kız mı sorusu aklınıza bile gelmiyor. Geçişler gayet iyi dizayn edilmiş. Bir kadının tüm bu dönemler içerisindeki ihtiyaçları, duruşu, karakter gelişimi çok güzel işlenmiş. Yalnızlığı, hayatta kalmayı, doğayla kurulan bağı daha önce görmediğimiz bir perspektiften veriyor. Aynı isimle geçen romandan uyarlanan filmin son sahnesini kitabın yazarı kendi oynuyor. Yazar bir zoolog ve biyoloji ile insan ruhunun ve doğasının o mucizevi aynı zamanda gizemli tüm detaylarını çok zekice işlemiş. İnsanın doğa ile iç içe olduğunda kendiliğinden içsel bilgeliği açığa çıkardığı doğadan koptukça kendine ve birliğe nasıl uzaklaştığı da filmde çok güzel işlenmiş. Tek başına hayatta kalma konusu dediğimizde ilk aklımıza gelen filmlere baktığımızda karşımıza Robinson Crusoe, Cast Away, 127 Saat, The Revenent gibi filmler geliyor ve hepsinde hayatta kalmanın erkek işi olduğu ve bedensel güç, dayanıklılık, azim gerektirdiği inancının hiç farkında olmadan toplumlara servis edildiği fark ediliyor. Tam da bu sebeple bu film seyredilmeli. Zira bakış açınızda çok büyük değişimler yaratabilir. Kendini, içinde yaşadığı toplumu ve yaşantısını sorgulayan her birey için çokça düşünmeye sevk eden malzeme mevcut bu filmde... Daha önce yalnızlık ve hayatta kalma konusunu çok kez erkek gözlüğü ile görmüş olduğumuzu fark ettiren bu film, bir kadının perspektifi ile tek başına hayatta kalma konusu işlense nasıl olurdu sorusunun muhteşem bir anlatımı. Muazzam bir gözlemle gelen doğa tasvirleri ve Kya’nın karakter gelişimi adaptasyon yeteneği. savaşmadan uyumlanmanın ne demek olduğunu bize canlı gösteriyor. O ne muhteşem bir özgüven, özsaygı, ve kararlılık dedirten filimde kadın doğasının, hayata bakış açısının zarafeti, yaratıcılığı, gizemi, merhameti arkasındaki o muazzam gücü sergiliyor. İzlemeye değer filmlerin sayısının son derece azaldığı bu dönemde bu filme vaktinizi ayırmaya değer. Özellikle filmin sonundaki sürpriz bitiş bir harika. İyi seyirler 😊 --- Algı Güven Petrol Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen ve Türkiye'de petrol ve doğal gaz sektörünün ilk iş sağlığı ve güvenliği zirvesi olma özelliği taşıyan PMOHS 2025, 18 Haziran 2025’te Ankara’da Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde gerçekleştirilmiştir. Kamu kurumları, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin bir araya gelerek iş sağlığı ve güvenliği alanındaki gelişmeleri değerlendirdiği zirvede, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının tartışıldığı panel ve oturumlar düzenlenmiştir. “Siz de zincirin bir halkası olun” sloganıyla yola çıkan PMOHS'25 Zirvesi ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda kalıcı bir farkındalık yaratılması hedeflenmiştir. 29-30 Mayıs 2025- ODTÜ SEKTÖR & AKADEMİ ENERJİ BULUŞMASI SEKTÖRDEN HABERLER Sayfa 6 ODTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü tarafından ilk kez düzenlenen Sektör - Akademi Buluşması'nda petrol ve doğal gaz sektörü temsilcilerinin, akademisyenlerin, mezunların ve öğrencilerin bir araya gelmesi ve sektörel iş birliğinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Etkinlik, ODTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü'nün ilk mezunlarından, akademi ve endüstrinin gelişmesinde öncü rol oynayan Prof. Dr. Ender Okandan’a ithafen düzenlenmiştir. Etkinlikte sunumlar, paneller ve sergi alanları ile sektör ve akademinin bir araya gelmesi sağlanmıştır. 18 Haziran 2025 - PMOHS 2025 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ZİRVESİ 26-27 Haziran 2025 - İTÜ PETROL VE DOĞAL GAZ SEMİNERİ VE SERGİSİ İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü tarafından 34’üncüsü düzenlenen İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Semineri ve Sergisi, 26-27 Haziran 2025 tarihlerinde İTÜ Maçka Yerleşkesi’nde gerçekleştirilmiştir. Sektöre yaptığı çok kıymetli katkılarla öne çıkan ve emekliye ayrılan Dr. İ. Metin Mıhçakan onuruna düzenlenen etkinlikte, üniversite-endüstri işbirliği kapsamında, sektör temsilcilerinin, akademisyenlerin, mezunların ve öğrencilerin bir araya gelmesi amaçlanmıştır. Etkinlikte, seminerler ve sergi alanları düzenlenmiş, öğrenciliği 1996 yılında başlayan mezunlara anı plaketi takdimi gerçekleştirilmiştir. --- Sevtaç Bülbül 2024-2025 eğitim öğretim döneminde diplomalarını alan kadın mezunlarımızı gururla paylaşıyoruz. Sayfa 7 YENİ MEZUNLARIMIZ Berna Eralp | ODTÜ Hiranur Bayar | İTÜ Sinem Aydın | İKÇÜ Dilara Özdilek | ODTÜ Elif İnce | İTÜ Sidar Bercan Demir | İTÜ Esra Ateş | ODTÜ Ezgi Biler | İTÜ Fatma Çetinkaya | İKÇÜ Hatem İrem Arslan | ODTÜ Hazan Bade Özgen | İTÜ Ilgın Ozan | ODTÜ Sümeyye Polat | İTÜ Tuğçe Nur Yalçındaş | ODTÜ Zeynep Eda Turfanda | ODTÜ Zeynep Sude Aycı | İTÜ Zuhal Melike Cebeci | İTÜ Firdevs Zehra Güneş Keçel | İTÜ Yeni meslektaşlarımıza başarılı ve mutlu bir kariyer hayatı dileriz. Sayfa 8 Her mesleğin kendine özgü sınavları vardır. Petrol ve sondaj emekçileri için bu sınav çoğu zaman ateşle, gazla, toprakla verilir. “Hayat bazen derin yaralar açar; ama her yara, iyileşme gücünü de içinde taşır. Sizler, cesaretiniz ve sabrınızla bu zorluğun üstesinden geleceksiniz. Bizler, üç değerli yol arkadaşımızın yeniden ayağa kalkacağına ve çok daha güçlü döneceğine yürekten inanıyoruz. Geçmiş olsun...” GEÇMİŞ OLSUN Veysel Kanağı İSG Uzmanı Yusuf Taşkıran İSG Uzmanı Abdülkerim Kaya İSG Uzmanı